16 Haziran 2012 Cumartesi

Kifayet..

Hiç benim olmadın ki, benden gidesin..

6 Haziran 2012 Çarşamba

Ada vapuru

İste yine o tanıdık çarpıntılar başladı.. Bir kafesteki 46 tane muhabbet kuşu kaburgalarımın icinde kanatlandı.. Sonra, hepsini kocaman bir dev ayaklarinin altına aldı.. Gogsumdeki savaş yine çok agrili, yine çok kanlı.. Psikolojide bunun basit bir adı var, kaygı.. En acısı, eski dostlara dönüş yapmak zorunda olmaktı.. Beni yine Kahraman Beloc ve yardımcıları Paxil ile Tranko Buskas kurtardı.. Az önce "iyi misin?" diye doktorum aradı; mümkünsüz bir reçete yazdı: "çarpıtın başladığı zaman başka bir kalbin atışını dinlemelisin.. Kafanı güven veren birinin göğsüne gömmelisin.. Senin için atan kalbin sesi, senin kaygıya atan kalbini sakinlestirir.. Ancak böyle iyileşebilirsin.." Belki, bir gün, adaya giden o vapura binebilirsem, kuşları kafesinden uçurup devi suya atabilirim.. Huzurla bir göğüse başıma koyup yeni bir hikaye yazabilirim.. Kalplerimizin aynı anda attığını duyup huzurla uyuyabilirim.. Belki.. Bir gün.. Cez..

3 Haziran 2012 Pazar

..

"Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey.." demişti şair.. hak verdim..