18 Ağustos 2009 Salı

Bir aşkın 5N 1K'sı...

Bazı gidenlerin ardında, varlığının kat be kat ağırı sorular kalır..

Lisedeyken ezberlettikleri 5N 1K soruları, her ayrılığın sonunda kafana takılır..
Zaten her ayrılık, ancak gazetelerin 3. sayfasına yakışır..
Ortada bir cinayet, kanlar içinde bir "gurur" ya da tanınmayacak hale gelmiş bir "aşk" kalır..

Ne?
Ne zaman?
Nerede?
Nasıl?
Niçin?
Kim?

İçlerinde cevaplaması en zor olanı "niçin"dir belki de..
"Kim"in faturası hep birinci çoğul şahısa kalır..
"Nasıl"ın cevabı çoğunlukla güzel anıları kirletecek şekilde alınır..
"Nerede" ve "ne zaman" ise en değersiz iki sorudur; aşkın zaman ve mekan kavramı yoktur..
"Ne" ise en kolayı.. Ne de olsa "aşkımız"ın cinayet haberini yazmaktayız..
Ama "niçin" sorusu asla cevaplanmaz.. Herkes bilir ama kendisine bile açıklamaz..
En fazla fısıldar, 0 da duyulmaz..

Zaten yargıçlar kanıtlanan suçların sebebiyle uğraşmaz, katil "ben yaptım" dediği zaman kırılır kalem..

Evet, ben yaptım..
Çok uzun zamana yaydım..
Bir gece, beş gece değil, yıllarca çizik attım..

Şimdi..
gitti...
Üçüncü sayfaların bile ilgisini çekmeyecek acemilikte bir cinayet işlendi..
Bir gidiş bizim için lazımdı..

Yargıç cevabıma şaşırmadı:

"sadece.. acıttı.."

Hiç yorum yok: