30 Ağustos 2009 Pazar

Ne Tahir ne de Zühre olabilmek,
asıl mevzu,
elmayı gerçekten sevebilmek...
Aldırmadan, elmayı her haliyle kabul edebilmek..
Bu acının arkasında durabilecek kadar cesur kalabilmek..

"boyunun yetdiği yerden, boynumdan öp beni" dedi..
parmak uçlarıma yükselmem gerekirdi..
Ama yaşadıklarım, taşıdıklarım ağır geldi..
Ayaklarım, bileklerimden asfalta kitlendi..
Yükselmeye gücüm yetmedi..
İnancım, umudum, niteliğim ve iyeliğim yetmedi..
öpemedim...

O beni "elma" eğledi,
umurum onu kahraman belledi..
bir efsane olup "kırmızı kutu"nun tek sahipliğe erişti..
yakışmasa da,
bitti.

Hiç yorum yok: